Alışkanlıklar ve Eyleme Geçmek Üstüne

Alışkanlıklar ve Eyleme Geçmek Üstüne

Esra BİLDİK

Psikolojik Danışman

   Yaşamımızı düşündüğümüzde olumlu ve olumsuz anlamda etkilendiğimiz birçok alışkanlığımız vardır. Hiç şüphesiz bu alışkanlıkların bazıları kişiliğimiz hakkında ipuçları veren bir ayna görevi  görür ve bizi ‘’benzer’’ insan tiplemesinden çıkartarak farklı bir yapının içine sokar.

   Alışkanlık, Güney (1998) tarafından “canlı bir varlığın tekrarlanan bir etkiyle edindiği tutum veya öğrenme sonucu otomatik olarak yapılan davranışlar” olarak açıklanmıştır. İnsanlar çoğunlukla kendilerine haz veren ve iyi hissettikleri davranışları alışkanlık haline getirmişlerdir. Alışkanlık haline getirdiğimiz davranışlarımıza baktığımızda bunlar yaşamımızın ilk yıllarında aile içerisinde geliştirdiğimiz davranışlardır.

Yetişkinlik dönemlerinde ise sosyal çevremizin genişlemesiyle alışkanlıklarımız daha çok dışsal tetikleyicilerin etkisi altına girerek oluşur. Olumlu alışkanlıklarımızın yaşam kalitemiz üzerindeki etkisi yadsınamazken olumsuz alışkanlıklarımızın ise psikolojimiz üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır. Çoğu zaman bu alışkanlıkları değiştirmeye çalışmak veya yok etmek o alışkanlığı kazanmaktan çok daha zordur. Fakat bunları alışkanlık olarak nitelendirmemiz aslında değiştirilebilir olduğunun da göstergesidir. Bu alışkanlıklarımızı değiştirme aşamasında bazen ciddi bir çaba harcamamız gerekir bazen de çok rahat bir şekilde kurtulmamızın mümkün olduğu alışkanlıklarımız da vardır. Bireylerin olumlu alışkanlıklar edinmesi ve olumsuz alışkanlıklardan kurtulması başta irade gücü olmak üzere önceki yaşantı ve tecrübelerine, etkileşimde bulunduğu insanlara, zamana, mekâna, maddi imkânlarına ve manevi değerlerine bağlıdır (Grünstäudl, 2013b).

   Peki olumsuz alışkanlıklarımız ile mücadele ederken nasıl bir yol benimsemeliyiz?

‘Farkındalık ve kabullenmek’ hayatımızda karşılaştığımız birçok problemin başlangıç noktasında bize yardımcı olduğu gibi alışkanlıklar konusunda da çıkış noktalarımızdan biri olmalıdır. Kişi kendini ciddi anlamda rahatsız eden bir alışkanlığını kabullenebilmeli, bunu kendisine ve çevresine rahatlıkla söyleyebilmelidir. Bu farkındalık o alışkanlıktan kurtulmak için bir ön koşul niteliği taşır.

   Alışkanlıkları bulunduğumuz ortamdan bağımsız düşünemeyiz. Bazen toplumsal şartlar, ailevi nedenler, sosyal çevremiz istemediğimiz alışkanlıklar geliştirmemize sebep olabilir. Bu nedenle bu değişkenlerin her biri olumsuz alışkanlığı sergilememizde tetikleyici unsur niteliği taşır. Alışkanlıktan kurtulma noktasında bu değişkenlerin bizi doğrudan etkilemesine izin vermemeli bu değişkenler ile olan bağlantımızı yeniden gözden geçirmeli ve sınırlarımızı belirlemeliyiz.

   Çoğu zaman olumsuz bir alışkanlığımızdan kurtulmaya çalışırken onun yerine koyduğumuz yeni bir alışkanlık bizim bu süreci daha kolay atlatmamıza yardımcı olur. Çok fazla telefon ile takılma davranışı sergileyen bir bireyin harcadığı süreyi kitap okuma, spor yapma ya da film izleme gibi alışkanlıklar ile değiştirmek istediğini varsayalım. İlk olarak telefon ile geçirdiğimiz sürecin hangi isteklerimizi karşılıyor olduğunun cevabını verebiliyor olmamız gereklidir. Beynimizde telefon ile beraber oluşturduğumuz şemaların yerini yavaşça iyi hissettiğimiz diğer aktivitelerle doldurmalıyız. Burada önemli olan gerekli zamanı tanımak ve sabır göstermektir.

   Alışkanlıklarımızı değiştirmeye çalışırken çeşitli ödüllendirme yöntemlerine de başvurabiliriz. Sabahları erken uyanmak konusunda zorluk yaşayan birini düşünelim. Kişi erken uyanmayı sadece işlerini zamanında yetiştirebilmek açısından düşünürse bu o alışkanlığı sürdürme açısından her zaman başarılı bir sonuç doğurmayabilir. Kazanmak istediğimiz alışkanlık için gerekli olan motivasyonu çeşitli ödüller koyarak sağlayabiliriz. Sabah uyandığımızda sevdiğimiz bir şeyi izlemek, birisiyle konuşmak ya da sevdiğimiz bir yiyecekten tüketmek şeklinde olabilir.

   Kararlı bir şekilde başladığımız alışkanlığı yok etme mücadelesinde bazı anlarda sendelemeler yaşayabilir ve kendimizi kurtulmak istediğimiz davranışın içinde bulabiliriz. Yeni bir başlangıç tesis etmek için insanların karşısına çıkabilecek ilk engel başarı ile atlatıldığı takdirde alışkanlık sürekli haline gelecektir (Zeug, 2013). Bu durumda bütün çabalamamızın boşa gittiğini düşünüp tamamen vazgeçmek yerine kaldığımız yerden devam etme gücünü göstermemiz gerekir.

   Zaman sınırına takılmamalıyız. Çeşitli araştırmalar, alışkanlıklardan kurtulmak için 21 veya 28 gün gibi kurallar belirlemiştir. Zamana takılı kalmak kimi insan için işe yarar olabilir ama unutulmaması gereken bir nokta vardır ki alışkanlıklar bireyseldir. Bu nedenle alışkanlığın şiddeti ve kişilik özelliklerimiz değişkenlik gösterdiğinden bir alışkanlığı değiştirmek için gerekli olan zaman belirtilenden daha fazla ya da daha az olabilir.

KAYNAKÇA

Grünstäudl, M. (2013b). So wirst du schlechte Gewohnheiten los. Erişim: [http://1001erfolgsgeheimnisse.com/2013/09/05/schlechte-gewohnheiten-loswerden/], Erişim tarihi: 25.06.2015.

Güney, S. (1998). Davranış Bilimleri ve Yönetim Psikolojisi Terimler Sözlüğü, Ocak Yayınları, Ankara.

Zeug, K. (2013). Psychologie: Mach es anders! Erişim: [http://www.zeit.de/zeit-wissen/2013/02/ Psychologie-Gewohnheiten/seite-4], Erişim tarihi: 22.06.2015.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.