POPÜLER KÜLTÜRÜN ZARARLARI

POPÜLER KÜLTÜRÜN ZARARLARI
Psikolojik Danışman Şeyma Nur YAĞCI

Kültür bir milletin yıllar boyunca devam ettirdiği değerlerden oluşur. Buna karşılık popüler kültür saniyelik snaplerden bile oluşabilme özelliği taşımaktadır. Kendini hızla kabullendirebilen, halkın içine girmeyi kısa sürede başaran popüler kültür, karakteristik özellikler, genelleştirilmiş yapılar da ortaya çıkartılıyor. Bu özelliği ile de ne yazık ki değerlerin tek tipleşmesine yol açarak farklılıkları ortadan kaldırıyor. Herkesin benzer tutumlar sergilemesiyle bir nevi çoğunluğun benimsediği davranışı taklit etmesiyle akım haline gelen popüler kültür iletileri, bireye ve yahut topluma özgü özellikleri ortadan kaldırarak, insanları sıradanlaştırıyor.
Popüler kültür, en çok da artık hayatımızın neredeyse merkezinde bulunan internet üzerinden yayılıyor. Gerçekler, yerini sanal simülasyonlara bırakıyor. Hemen hemen tüm değerlerimize dokunuyor. Kültürü var eden dilimizi dahi ele geçiriyor. Dikkat ederseniz; köksüz ve manasız kelimeleri dilimize işlemesinin yanı sıra bu kelimelerin popülerliklerine güvenir, övünür ve nitelik aramaksızın doyumluluğa ulaşır olduk. Duygularımızı, düşüncelerimizi, yaşadığımız olayları ifade etme yöntemlerimizi bile değiştiriyoruz. Anlatmıyoruz, dinlemiyoruz ve yahut artık hislerimizi kâğıda kaleme değil Twitter’a yazıyoruz. Kitap değil tweet okuyoruz. Yeni satırlar üretmek yerine rt’lemekle yetiniyoruz. Zihinlerimizde dönen mısraları artık biolarımıza sabitlemeyi tercih edip yerini de capslerle dolduruyoruz. Okuyacağımız kitaplara bile bu sanal popülerlik yön veriyor. Bir miktar etkileşim almayagörsün, kitleler halinde aynı romana ilgi duyar oluyoruz. Yazarını tanıma, edebi değerini sorgulama isteği şöyle dursun hemen bir snap atma telaşına kapılıyoruz. Daha tuhafı edebiyatımızı medyalaştırmak yerine sosyal medyadan türemiş kitaplardan oluşturuyoruz. Uygulamalara kurban ediyoruz.
Bu akım, sadece okuduklarımızı değil dinlediklerimizi de ele geçiriyor. Edebiyatımızı olduğu gibi ezgilerimizi de değiştiriyor. Güzel memleketimizin usta ozanlarının türkülerini fenomenlerin cover’larından öğrenip, dinliyoruz artık! Böylelikle samimiyetten uzaklaşıp gösteriş dünyasına yakınlaşıyoruz.
Böyle bir tablo içinde yüksek uygarlığın merdiveni kabul ettiğimiz sanatın niteliğini yitirme hali toplum için ne derece kaygı uyandırmakta kestiremiyoruz. Şurası bir gerçek ki bu hızlı akıma sadece soyut anlamda teslim etmiyoruz kendimizi. Somut elemanlarda kazandırıyoruz. Aynı yiyecekleri yemenin arayışına, aynı mekanların dileğine, aynı davranışların derdine düşüyoruz. Üzerimizdeki ceketten, ayağımızdaki çoraba kadar baskılanıyoruz. Klonlanıyoruz. Bu kısa süreli, günler içinde harcanılan akımlar birkaç tüketimde insanoğluna yetse de kimliğimizi yitirmemize neden oluyor.
Ancak belirtmek gerekir ki; arz ettiği tüm tehlikelere rağmen popüler kültürün her zaman zararlı olduğu söylenemez. Göz ardı edilemeyecek önemde yarar sağladığını da kabul etmeliyiz. Bundan dolayı popüler kültürü tamamen hayatımızdan dışlamak da doğru değildir. Fakat hayatımızda ki yerini ve sınırını belirlemeliyiz. Bu hızlı tüketimin standart kalıplarına bağlı kalmamalı, bu doymak bilmeyen döngü de yaratıcılığımızın ve bilincimizin engellenmesine izin vermemeli, kimliğimizi ve niteliğimizi geçici kitle akımlarına kaybettirmemeliyiz.