PDR’YE ADANMIŞ HAYATLAR: PROF. DR. RAGIP ÖZYÜREK SÖYLEŞİSİ

PDR’YE ADANMIŞ HAYATLAR: PROF. DR. RAGIP ÖZYÜREK SÖYLEŞİSİ

PDR Gazetesi olarak ‘PDR’ ye Adanmış Hayatlar’ söyleşi serimizin ilkini, alanımızın değerli akademisyenlerinden Prof. Dr. Ragıp ÖZYÜREK hocamızla gerçekleştirdik. Söyleşimizin tamamını yazımızda yer alan YouTube videoları ile izleyebilirsiniz.

Prof. Dr Ragıp Özyürek ‘i PDR ye adanmış bir hayat olarak biliyoruz. Değerli hocamızı biraz da bunun dışında kalan taraflarıyla, bilmediğimiz yönleriyle tanımak istedik. Bu açıdan söyleşi teklifimizi kabul ettiği için Prof. Dr. Ragıp Özyürek hocamıza PDR gazetesi olarak teşekkür ediyoruz.

İşte söyleşimizden satırbaşları:
Psk. Dan. Mücahid ARSLANTAŞ: Prof. Dr. Ragıp Özyürek kimdir? Bize kendinizi nasıl tanıtırsınız?
Prof. Dr. Ragıp ÖZYÜREK: 1964 yılı doğumluyum. 1982’de Hacettepe PDR’ye girdim. 1986 mezunuyum. 1989’da yüksek lisans, 1995 yılında da doktoramı tamamladım. Bildiğiniz, tipik akademisyen benim…
Bir de sosyal yönlerimi, hobilerimi de tatmin etmek, geliştirmek isteyen bir kişiyim. Zamanımın bir çoğunu bir şekilde hizmet sağlamak için geçiyor; alana, çalıştığım üniversiteye, özellikle öğrencilerime… Yıllarımız böyle geçti.

Bireysel psikolojik danışma, grupla psikolojik danışma, kariyer rehberliği bunları yapmaktan çok keyif alıyorum.

Psk. Dan. Gülsüm TURAY: Psikolojik Danışman kimliğiniz, babalık rolünüzü etkiledi mi?
Prof. Dr. Ragıp ÖZYÜREK: İki tane deyim var ‘Terzi kendi söküğünü dikemez’, ‘Mum dibini aydınlatmaz’ diye. Ama öyle değil; Psikolojik Danışman olmasaydım mesela obsesif de birisiyimdir, yani çok daha katı, sert biri olabilirdim. Toplumun daha ortalaması olabilirdim. Gerek üniversite mezunu olmamdan, gerek Psikolojik Danışman olmamdan babalık rolümün olumlu şekilde, çok çok etkilendiğini düşünüyorum.

Psik. Dan. Selda KANBUR: Türk PDR Derneği sizin için ne ifade ediyor?
Prof. Dr. Ragıp ÖZYÜREK: Derneğin bende merkezi bir rolü var. Her şey dernekle olmalı çünkü dernek olunca camia da oluyor. Ne yaparsanız yapın camiayla, dernekle beraber hareket etmeliyiz. Yani göz bebeği gibi düşünüyorum. Her zaman alanın göz bebeği gibi, bizleri birleştiren bir sivil toplum kuruluşu.

Psk. Dan. Selda KANBUR: PDR Gazetesi’ne neler önerirsiniz?

Siz kendinizi bir ağaç olarak düşünürseniz ben bunları kılcal damarlar olarak minik minik filizlenmeler gelişmeler olarak düşünüyorum. Önce bu filizlenmeler başlıyor, sonra yerine yenisi geliyor ve giderek bu filizler bir gövde haline geliyor. Alanın buna müthiş bir gereksinimi olduğu kanısındayım. Hem bizi birbirimize bağlıyor, hem de yarın bir gün buna ihtiyacımız olabiliyor mesleki gelişim, profesyonelleşme, meslekleşme sürecinde çok çok yararı oluyor. Siz yeni bir filizlenme yarattınız, bizim de bunu sürekli geliştirmemiz gerekiyor.

Prof. Dr. Ragıp Özyürek Röportajı 1. Bölüm – PDR’ye Adanmış Hayatlar #1

Prof. Dr. Ragıp Özyürek Röportajı 2. Bölüm – PDR’ye Adanmış Hayatlar #1

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.