PSİKOLOJİK DANIŞMADA KRİZ VE KRİZE MÜDAHALE

PSİKOLOJİK DANIŞMADA KRİZ VE KRİZE MÜDAHALE
Simay Merve TORUN
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğrencisi
Hayat birçok iniş çıkışlar ve yaşamı tehdit eden deneyimlerle doludur. Yaşam süreci içinde birey, hayatının bir döneminde, alışılmamış, olağandışı bir olayla veya bir durumla karşılaşabilir. Süregelen yaşamında bir alt üst olma hali ortaya çıkar. Akut bir alt üst olma hali, bir dengesizlik durumu kriz olarak adlandırılır.
Kriz, düzenli giden durumda meydana gelen bir bozukluktur. Sözlükler ise krizi, belli bir olayı izleyen ve hayati önem taşıyan kritik bir dönem olarak tanımlar. Çaplan ve Cullberg tarafından bireyin çeşitli durumlar veya yaşam olayları ile karşılaştığında bunlarla başedemeyeeek şekilde ruhsal dengesinin sarsılması hatta kaybı olarak tanımlanmıştır (Akt. Sözer, 1992). Kriz, patolojik bir durum değildir, her insan yaşamının belirli dönemlerinde her birey kriz ile karşı karşıya kalabilir.
Caplan’a göre krizler, iç ve dış değişikliklerin bir sonucudur. Çaplan ve Cullberg krizleri ikiye ayrılmaktadır: Travmatik krizler ve gelişimsel krizler ( Sonneck, 1985).
Travmatik krizler, birden ortaya çıkan, acı verici olan, psişik durumu, sosyal kimliği, güvenliği ve hoşnutluk durumunu tehdit eden durumlardır. Travmatik krizlerde süreç 4 dönemden oluşur. Akut dönem birinci ve ikinci devrenin başlangıç dönemini içerir ve 4-6 hafta sürer. Gelişimsel krizler, yaşam değişikliği krizleri, yaşama ait olan ve kişi tarafından olumlu olarak yaşanan durumlardır. Örneğin: ana-baba evinden ayrılma, evlenme, gebelik, çocuk sahibi olma, taşınma, emeklilik gibi. Bu krizler, 6 haftaya kadar değişen sürelerde ortaya çıkarlar. (Sonneck,1985).
Bireylerin yaşamlarında krize neden olan bazı nedenler söz konusudur:
1. Şiddet 2. Aile ile ilgili sorun 3. Eş ile ilgili sorun 4. Arkadaş ile ilgili sorun 5. Okul sorunu 6. Ciddi maddi sorunlar 7. Evlenme 8. Ciddi organik hastalık 9. Aile üyelerinden birinde ciddi hastalık 10. Aile üyelerinden birinin ölümü 11. İşte başarısızlık 12. İşsizlik 13. Boşanma 14. Çocuğun evlenmesi 15. Taşınma/şehir değiştirme (Ceyhun, B , Ergin, G , Duran, A. ,1993). Son günlerde yaşanmakta olan yeni tip koronavirüs, Covid-19 salgını da olası bir kriz nedenidir.
Yaşamın inişli çıkışlı dönemlerine uyum sağlanamadığında kullanılan terapötik yaklaşım krize müdahale, kriz tedavisi adı ile anılır. Bu yaklaşım modeli ilk kez Lindemann tarafından bugünkü görüş içinde ele alınmıştır (Sayıl, 1992). Krize müdahalenin, uzun süreli terapilerin çözemeyeceği sorunları kısa sürede çözdüğü yolundaki yanlış inanışa sıkça rastlıyoruz. Oysaki krize müdahalenin yeri yalnızca kriz durumlarıdır (Aquilera, 1974). Krize müdahale yaşamlarında anlamlı bozulma yaşayan insanlara hizmet vermede tercih edilen bir yoldur, gerek terapötik, gerekse koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinde önemli bir yeri vardır (Sayıl, 1992). Krize müdahalede belirli hedefleri söz konusudur: Yaşama biçimini yeniden oluşturmak, krizlerin kronikleşmesine engel olmak, sağlığa zararlı çözümleri genellemek, sosyal çöküntülerden, psişik dengenin korunmasını sağlamak, hastaneye yatışları azaltmak. Krize müdahalenin temel hedefi, kendi kendine yardım yönünde kişiyi ve çevresini desteklemektir. Danışmanın görevi, kaybedilenin yerini doldurmak veya acı veren gerçeği inkâr etmek değil, üzüntü, acı, öfke gibi duygulan ifade etmesi yönünde hastayı cesaretlendirmek, desteklemek, duygularım paylaşmak şeklinde olmalıdır (Oberholzer, 1983).
Krize müdahale diğer psikolojik danışma oturumlarından farklıdır. Bu nedenle yapılanma şekli psikolojik danışma oturumlarından daha farklılık gösterir. Krize müdahalede sürecin daha planlı ve etkili ilerlenmesi için oturumlar için yapılandırılmalıdır: İlk aşamada akut kriz durumlarına müdahalede öncelikle hastayla ilişki kurma denenir. Hastanın dikkatle dinlenmesi, duygularının paylaşılması, güçlüklerinin anlaşılması önemlidir. İkinci aşamada Kişinin gelme nedeni, kriz sebebi, yaşam koşulları, kullanılan çözüm stratejileri gözden geçirilir. Kriz süresi, daha önce yaşadığı benzer güçlükleri nasıl yendiği araştırılır.
Üçüncü aşamada kişinin duygusal durumlarına ve eşlik eden bedensel semptomlara yönelerek panik ve depresyon örüntüsü ve olası sonuçlar değerlendirilir. Öncelikle intihar riski anlaşılmaya çalışılır. Çünkü son yıllarda intihar davranışı, krizin çözüm stratejilerinden biri olarak ele alınmaktadır. Bunun için hastanın intihar yönünde herhangi bir risk grubuna dahil olup olmadığı araştırılır (Sonneck,1985). Akut krizlerde intihar riskini tahmin etmek önemlidir ve büyük sorumluluk taşımaktadır. Dördüncü aşamada kişinin sahip olduğu yardım sistemlerini (yakınları, arkadaşları, komşuları v.s.) harekete geçirmesi yönünde desteklenmesi söz konusudur. Beşinci aşamada danışanın kendine güvenini kazanmasına ve karar verme becerisine yeniden ulaşması için desteklenir. Altıncı aşamada seanslarda bireyin başlangıçtaki durumu, şimdiki durumu ve somut olarak hedeflenen durumu ortaya konur. Son aşama sonlandırma aşamasıdır. Krize müdahale en çok 10-12 görüşmeyle sınırlı olduğu için hastayı bitişe hazırlamak da önemlidir. Çoğunlukla, krize müdahalenin sonlandınldıktan sonra, kısa süreli bir terapi gereklidir (Çaplan,1984). Terapi olanakları üzerinde konuşulur ve hastanın vereceği karara göre böyle bir terapi imkanı bulma yönünde hastaya yardım edilir.
Kaynakça
Ceyhun, B , Ergin, G , Duran, A . (1993). Krize Müdahale Merkezine Başvurularda Yaşam Olaylarının Değerlendirilmesi. Kriz Dergisi , 1 (2):0-0.
Cooper, J.E (1979) Crisis Admission Unites and Emergency Psychiatric Services, Public Health in Europe 11, WHO: Copenhagh.
Çaplan, C. (1984). PrinciOberholzer, D.J. (1983). The crisis tdentification and interventton, S A. Med., 64: 249-251. Ples oj Preventive Psychiatry. Basic Books: N.Y.
Sayıl, I . (1992). Olağanüstü Koşullarda Krize Müdahalenin Yeri ve Önemi. Kriz Dergisi , 1(1):4-7.
Sonneck, G. (1985). Krisenintervention und Suizidverdhûtung. Facultasverlag: Wien.
Sözer, Y. (1992). Psikiyatride Kriz Kavramı ve Krize Müdahale. Kriz Dergisi, 1(1):8-12.